4 Kasım 2013 Pazartesi

                           NO.21  -  ANDRES ROSLUND & BÖRGE HELLSTÖM

Bazı kitapların yazarını tanımazsınız , öncesinde okuduğunuz size referans olabilecek kitabı yoktur. Yada etrafınızda size yorum yapabilecek birileri..  Bu gibi zamanlarda onlarca kitabın içinde siz onu farkedersiniz ve okuyayım ben bunu dersiniz.


No.21 in bendeki hikayesi tam da böyle ,  gerçi son dönem yükselen İsveç polisiye yıldızını da göz ardı etmemek lazım belki içten içe beni etkileyendir bilemiyorum.



Gelelim kitaba ; Sert bir başlangıç yaparak size aslında çok kolay bir hikayeye başlamadığınızı hemen  hissettiriyor. İlk sayfadaki doktor raporu ile kahramanımızın hikayesine hızlı bir giriş yapıyoruz.. Akabinde birbirinden farklı hikayeler ve olay örgüleri bir kaç ana başlıkta toplanıyor. Lydya 'nın hikayesi etkileyiciydi ancak bazı bölümlerde hadi artık diye içimden geçirmedim desem yalan olur. Ben gereksiz uzatmaları sevmiyorum bunu net birşekilde anladım.Tamam hikaye kurgu heyecan adrenalin harika  ama fazlası gerçekten en iyi romanı bile mahfedebiliyor. Burda yazar sınırları zorlamış bence..

Bazı sahneler benim için fazlaca sertti yani empati yapınca işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor, ya da hala bir yerlerde bu hayatların olduğunu bilmek insanı rahatsız ediyor.


Bence kitabın bazı bölümleri hızlı geçilmiş, daha fazla detay olabilirmiş.


Yine de toparlayınca ,kendini hızlıca okutan , merak ettiren iyi bir kitap çıkıyor ortaya. 


1 Kasım 2013 Cuma

GLENN MEADE IFTAHARLA SUNAR

Çok güzel kitaplar okuyorum ama yazmayı herdefasında erteleyip , bir de üstüne nasıl olsa sırada okuyup yazmadığım çok kitap var ı ekleyince liste uzayıp gidiyor. Bu süreci hızlandırmak için bazı sevdiğim yazarların kitaplarını seri halinde yorumlamaya karar verdim.Bir taşla çok kuş hesabı..
Buyrun o halde....






KAR KURDU

Gleen Meade kitaplarını okudukça , yazarı tanıdıkça özellikle bazı kitaplarında olayın salt kurgudan ibaret olmadığını altında ciddi bir araştırma ve emek olduğuna tanıklık edeceksiniz. Kitapları kendi beğenim doğrultusunda sıralayınca Kar Kurdu açık ara öne çıkıyor.

Ben oldum olası soğuk savaş dönemi Rusya'sını çok merak eder ve duyguyu geçirmeyi başaran kitaplarda sanki o dönemde yaşamışcasına hüznü, yokluğu , sefaleti, soğuğu , açlığı hissederim.

2 Cia ajanının Stalin'i öldürmek için Rusya'ya gönderilmesi ve akabinde yaşanan muhteşem bir aksiyon. Kitapta aşk, annelik, vatan sevgisi , casusluk oyunları ve fazlaca merak unsuru var. İlk sayfalarda hikayeye giriş sizi zorlamazsa kitabın nasıl bittiğini anlamazsınız bile..





SAKKARANIN KUMLARI


3 iyi arkadaşın yıllar sonra yollarının 1 kez daha kesiştiği Muhteşem Mısır manzaralı enfes roman.







Hikaye çocukluk anılarıyla başlıyor ve Almanlar'ın 2. dünya savaşının seyrini değiştirmek için Mısırda dönemin Amerika ve İngiltere başkanlarına düzenlediği suikast hikayesi ile soluksuz devam ediyor. Yazar öylesine ustaca yazıyorki tasvirler sıkmıyor aksine yaşanılan yerleri merak edip araştırma , görme ihtiyacı hissediyorsunuz..Kahire sokaklarının kokusunu bile duyuyorsunuz desem sanırım hiç te abartmış olmam.. Tarihi verilerle kurgulanmış acaba doğru mudur diye sorduran okunası güzel roman...
        BRADENBURG

Nazilerin dünyasına hosgeldiniz. Ben açıkçası bu kitapta  bazen kahramanların isimlerini kim kimdi acabaları takip etmekten tam konsantre olamadım. Sanırım başlangıçta kitaba bu yüzden tam giremedim. O yüzden ara vermeden okumak gerçekten önemli arkadaşlar. Ancak hikaye beni sardıkça sevmeye başladım. Zaten girişi atlatırsanız sonu bir çırpıda geliyor. Farklı hikayelerin aynı ortak paydada birleşmesi ve can alıcı bir son. İşte budur !..








ROMANOV KOMPLOSU




Uzun bir aradan sonra (son romanı ) şahane bir Glenn Meade kitabı ile başbaşayız. Kitapta birçok detayda yazarın izlerini bulabiliyorsunuz. Eger Meade hayranıysanız zaten formülü biliyorsunuz. Günümüzde başlayan bir hikaye, sorgulayan bir araştırmacı ve geçmişe upuzun bir yolculuk sonucunda harika bir son. Tabi olayların tamamen kurgu olmaması da ayrıca eklenebilir. Çok güzel bir kitaptı , soluksuz heyecanla okudum. Hatta son sayfalarını havaalanında valizimi beklerken dahi okudum . Kitabı elinizden bırakmanız imkansız.








BUZ KAPANI

Konusu diğer kitaplarına oranla daha basit, tarz olarak klasik Meade tarzının dışında bir polisiye olmuş. Okunuyor mu  , okunuyor ama kalkıpta Sakkaranın Kumları tadında bir roman beklemeyin. Biraz şezlong romanı tadında olmuş. 



ŞEYTANIN MÜRİDİ

Benzer polisiyeleri okuduğunuza eminim ama Meade kendisi için farklı bir tarz denemiş ve bence başarılı da olmuş. Ama ben yine de yazarın içindeki ikilemi bu romanda da fazlaca hissettiğimi itiraf etmeliyim. Yazarın tasvirleri gerçekten çok içten , sarnıçtaki gerilimi hissetmeyeniniz yoktur eminim.


İKİNCİ MESİH

Bu kitabın ilk basımının Türkiye'de olması nedendir bilinmez bende kitabın iyi olmadığına dair bir önyargı yarattı. Belki bu şartlanma belki de gerçek nedenden ötürü kitapta umduğumu bulamadım. Tabi bunda Meade 'in yükselttiği çıtanın da etkisinin olduğu su götürmez bir gerçek..




18 Haziran 2013 Salı

Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Başlangıcı muazzam bir kitap ile yapmak istedim.Bazı kitaplar vardır ki sadece okumazsınız, aslında kitap sizi okur,sevindirir, üzer ve başka bir insan yapar. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü tam da böyle deli bir kitap. 

Hayata ve insana dair analizler sunan eser ,  gerçekle düşün arasında gidip geliyor adeta.Yazarı yabancı olsaydı dünya klasiklerinin arasında yer alacağından adım gibi eminim.

İlk okumada anlamaz ve farklı bulursanız sakın pes etmeyin , yanlız değilsiniz sizin gibi düşünen yüzlerce insan bulabilirim. İkinci veya üçüncü denemenizde başucu kitabınız olduğunda ne demek istediğimi anlayacaksınız..

Bu kitabın herkes için okunma zamanı farklıdır , 2 sene önce elinize alıp 5 sayfa bile ilerleyememişken , bugün su gibi okuyorsanız bilin ki kitap sizin için uygun zamanı beklemiş demektir.Unutmayın ne zaman okuyacağınızı siz değil kitap seçer.. Hayri İrdal ve Halit Ayarcı sizleri daha fazla bekletmez umarım..

Malum saat işliyor..



kitaptan birkaç güzelleme ;




**saatin kendisi mekan , yürüyüşü zaman , ayarı insandır..**

**niçin eskilerden bahsederken başımızı sallarız? bu bir âdet mi, gelenek mi,  yoksa yeni bir hastalık mı? **

**insan neyi anlatabilir? 
insan insana insanlara hangi derdini anlatabilir? 
yıldızlar birbirleriyle konuşabilir , insan insanla konuşamaz!**(bu kısım benim içindi )

**hayata inanmak lazım hayri bey.**
Okudugu kitaplarin arasinda çiçek kurutan , çokomel kagidi saklayan bir nesildik biz ....